Şehitlerle Gaziler, Zaferin Sefasını Süren Kutsala İnanmayanlar
30.08.2022 - 13:14

İhsan Görücü

İhsan Görücü

Napolyon’un “Tarih komutanlar okuludur” aforizmasıyla giriş yaptıktan sonra başka bir aforizmayı da iliştirelim; “Tilki olup onun bunun artıklarıyla geçineceğine aslan ol da, başkaları senin artığın la geçinsin” akıl yürütmesini onaylar mahiyette görüyorum.

Anadolu/ İslam coğrafyasındaki savaş/cenk ve mübarek gazaların tamamını. Ağustos ayları bana Anglo Sakson (İngiliz/ Amerikan) vd. emperyalistlerin boyunduruğu altında sanayi devriminden sonra inim inim inleyen dünyanın ve özellikle İslam/ Müslüman Türk dünyasının kendi Rönesans’ını gerçekleştirmek için bir çırpınış ve ölümüne silkinişini ilham ediyor. Ölümüne bir silkiniş, bir şahlanış ve dirilişin adıdır Ağustos ayında atalarımızın yaptıkları/ kazandıkları savaşlar. Suriyelilerin burada ne işleri var ülkelerine dönsünler diyenler de çok iyi biliyorlar ki İstiklal savaşı/ milli mücadele (Kurtuluş savaşı değil) Müslüman Arnavut taburları, Müslüman Arap taburlarının bizim dedelerimizle cephede şehit oldukları “İslam’ın Zafer”i savaşlardır.

Vatikan ve kilise kâğıt üzerinde bizi böldü diye kendimiz de bölünmemeliyiz. Müslümanlar kardeştir (innemel müminune ihvetün) Kuran hükmü belirler bizim inancımızı ve ideallerimizi. Müslüman hak yemeyendir. Seninle aynı kahramanlığı gösteren kardeşlerinin kahramanlığını gizlemeye çalışmak hakka, hakikate ve dahi asil bir millet olmakla asla bağdaşmaz. İmanımızı tazeleyelim, kardeşliğimizi –din- yenileyelim ve dünyaya gözlerimizi yeniden bir açalım ve zaferlere, tarihi başarılara kaldığımız yerden Müslümanlar olarak hep beraber yeniden devam ettirelim diyorum ve Milli Mücadelenin komutanının anılarından yazımıza canlı yayınla devam edelim.

1912 YILINDAN 1922 YILINA KADAR 8 CEPHEDE ARALIKSIZ SAVAŞTIK

Balkan Harbi, Birinci Cihan Harbi ve İstiklal Savaşı... Bütün dünyanın husumetine karşı 10 sene aralıksız savaştık. Fena idareler ve kifayetsiz komutanlarla 8 cephede Müslüman Türk kanı sel gibi aktı. Cemal Paşanın hatıra kitabında yazıldığı gibi 3.000.000’dan fazla zayiat vererek sulha kavuştuk. Her ne kadar mukaddes topraklar –Mekke/Medine/Kudüs vd.- elimizden çıktı ise de neticede yine muharebe meydanından alnımızın akıyla çıktık. Bu hem bizim için ve hem Arap devletleri için daha hayırlı oldu. Çünkü normal zamanlarda bile yalnız Yemen her sene en sağlam bedenli yirmi bin Türk yiğidinin başını yiyordu. Rahmetli babam dahi Yemen de on üç sene askerlik etmiş, avdetinde memleketini Bulgaristan olarak bulmuştur.

YA DEVLET BAŞA, YA KUZGUN LEŞE DİYE İNANAN BİR MİLLET ESİR OLMAZ

Beni yazdıklarıma inandıran sebepler çok kuvvetlidir. Yakın mazimiz kahramanlıklarla doludur. Bugünkü nesil, o yiğitlerin evladı ve torunlarıdır. O kahramanlarla beraber 1- Çanakkale’de 2- Sina çöllerinde 3- Filistin ovalarında ve dağlarında 4- Ürdün ve Suriye topraklarında çok fena şartlar altında senelerce vuruştuk. Bugünkü gençliğin bunlara dair bilgisi ya pek az veya hiç mesabesindedir. Artık ifşası sır olmayan bu muharebelerimizin bazılarını etraflı bir şekilde anlatmaya çalışacağım. Bunlar da; babalarımızın dedelerimizin menkıbeleridir. Bunları yazmakla milletime son hizmetimi yapmış olacağıma kani bulunuyorum. (Yahudiler Filistin’e Nasıl Döndüler… Yazan: Şerif Güralp ( Yüzbaşı) sf. 6-7 ve devamı)

Yazar eserine “Çanakkale’den ikinci kanal seferine doğru” diyerek devam ediyor ve eserinde devamen Yahudilerin Kudüs’e nasıl döndüklerini İngiliz emperyalist siyaseti ile Osmanlı’daki Siyonist dönmelerin ihanetlerini her Müslüman Türk evladının anlayacağı ve ibret alacağı şekilde içinde bulunmuş ve canıyla sınav vermiş komutanın hem sevindiren hem aşırı derecede üzüntüye neden olan tarihi hakikatleri nazara veriyor. Bu din/devlet için şehit ve gazi olanların yekününe rabbim rahmet eyleyip mekânlarını cennet eylesin, bizleri de dünyacılıktan hakikatçılığa çıkarması niyazıyla Ağustos zaferleri kutlu olsun. Tüm şühedaya/ gazilerin ruhlarına Fatiha.

 

 

 

 

  • Beğen
YORUM YAZIN