Yazımıza evvelki yazımızdaki ilahi kitaplardaki örtüşen dini hakikatlerleri serdederek devam ediyoruz. Bu cümleden olarak, İncildeki ve Kurandaki benzerlik arzeden kıssaların başında gelen Hz. Meryemin hikayesi ile devam ediyoruz benzerliklere.
İncilde Hz. Yahyanın doğumundan önce gelişen olaylarda Meryemin hikayesi de anlatılmıştır. Luka, 1. Bab, 26. Cümleden itibaren bu hikayenin önemli bir kısmı Kuranla örtüşmektedir, okuyoruz: “ Elizabethin hamileliğinin ayında Tanrı, melek Cebraili, Celile de bulunan Nasıra adlı kente, Davut un soyundan Yusuf adındaki adamla nişanlı kıza gönderdi. Kızın adı Meryemdi. Onun yanına giren melek: “Selam ey Tanrının lütfuna erişen kız! Rab seninledir’ dedi. Söylenenlere çok şaşıran Meryem, bu selamın ne anlama gelebileceğini düşünmeye başladı. Ama melek ona: Korkma Meryem! Dedi. “ Sen tanrının lütfuna eriştin. Bak gebe kalıp bir oğul doğuracak adını İsa koyacaksın.”
1. Bab 34. Cümlede Kuranla örtüşmektedir; okuyoruz: “Meryem meleğe: Bu nasıl olur? Ben erkeğe varmadımki’ dedi.”
Cebrailin sözleri de önemlidir: “Bak senin akrabalarından Elizabeth de yaşlılığında bir oğula gebe kaldı. Kısır bilinen bu kadın şimdi 6. Ayındadır. Tanrının yapamayacağı hiçbir şey yoktur.
GELELİM KURANI KERİME
Kuranı Kerimde Meryem Suresi 16 dan 22 ye kadar olan ayetleri okuyoruz: “Bu kitapta Meryem hakkında anlattıklarımızı da hatırla. Hani o, ailesinden ayrılarak doğu tarafına bir yere çekilmişti. Onlarla arasına bir perde germişti. Bu sırada ona ruhumuzu(Cebrail) gönderdik. O, Meryeme normal bir erkek kılığında görünmüştü. Meryem ona: “Ben senden rahman olan Allaha sığınırım. Eğer kötülük yapmaktan sakınan biri isen bana dokunma” dedi. Cebrail ona: “Ben Rabbinin gönderdiği bir elçiyim. Sana tertemiz hayırlı bir erkek çocuğu bağışlamak için geldim.” Dedi. Meryem, Cebraile “Benim nasıl oğlum olabilir? Bana hiç erkek eli değmiş değildir; hiç gayri meşru ilişkim olmuş değil” dedi. Cebrail dedi ki: “Allah şöyle diyor: Bu iş benim için kolaydır. Bu olayı insanlara gücümüzü kanıtlayan bir mucize ve oğlunu da onlara rahmet kaynağı olarak sunmak istiyoruz. Bu olay kesinleşmiş bir hükümdür !..”
YEŞU KİTABINDAN AHİR ZAMAN DÖNEMİNE VE AHİRETE İŞARETLER
Yeşu, Musadan sonra oluşan tarikat saltanat dönemini temsil ediyor. Dolayısıyla, bu kitapta bu arketipin İslam tarihi kesin kesitinden ilginç örneklerini görebiliyoruz.
1) Mesela, tarikat ve saltanat kültürünü yaşayan Sultan Fatih, Yeşuca gibi; bütün küçük krallıkları ortadan kaldırıp büyük bir saltanat kurmuştur. Gibeon(İstanbul) ahalisi ile sulh edince diğer devlet ve beyliklerin kıskançlığını üzerine çekmiştir. Fakat kıyamete kadar dirilmeyecekleri şekilde onları zaman mağarasında gömmüştür. Ve en sonunda Gilgal’da(Batıda) ordugahını kurmuştur. Daha önce Gilgal’in Batı demek olduğunu görmüştük. (Bakın Yeşu 10)
2) Bab 13, ayet 24-28 de Gilead’ ın (Anadolunun) Türklerden önce Gadlı(Batılı) insanların elinde olduğunu ve bu Gilead’ın yarısının da Manesse (Irak) Abbasi devletinin elinde olduğunu görüyoruz.
Bab 14, ayet 6-15’ te Gilgal’ a (Batıya) yerleşmiş olan Yahudilerin bu yerleşmeleri sayesinde büyük bir kuvvet elde edip ayet 45 de Hebron (İsrail)’da hükümet kuracaklarını ve kırk sene sonra barışa geçeceklerini ve memleketin savaştan temizleneceğini görüyoruz.
3) Bab 16-17, değişik zamanlarda Ortadoğu’da Araplar (Yusufiler), Şekemler (Yahudiler) ve Aşerler (Batılı- Haçlı) arasında sınırların sürekli değiştiğini görüyoruz.
Tevrat ve İncilin son Peygamberi MUHAMMED eserinin yazarı Serkan Tekin’ e orijinal ve çok yararlı araştırması için teşekkürler diyerek herkesi dini dünyevi doğruları izlemede, öğrenmede gayretli olamaya çağırıyorum ve başarılı olunmasını diliyorum. Hayatı arama ve araştırmanın seyrü sülükünden ibaret görüyorum.
