Rus muhalif Aleksey Navalnıy ve Sedat Peker…
24.05.2021 - 11:57

Cahit İlhan

Cahit İlhan

Amerika, Almanya, İngiltere, Fransa, yani genel olarak Batı Bloğu kendilerince bir sistem oluşturuyorlar. Bu sistemin kalbi de siyonizm ve doğal olarak da İsrail…

İşte oluşturulan bu sistem, kapitalizmle ayakta duruyor ve emperyalizme varlığını sürdürüyor... 

Bu yapı medya merkezli bir yapı. Sinema, dizi, haber bülteni, şov programı hiç fark etmiyor, olabilecek bütün unsurları kendilerine hizmet ettiriyorlar. Böylece de dünyayı kontrol ediyorlar, finans sistemini kontrol ediyorlar, Birleşmiş Milletler Teşkilatını kontrol ediyorlar.

Demokrasi, insan hakları gibi kavramları var.

Bu kavramlarla da onların sistemine ters gelen yapılar hakkında sosyal medya ve konvansiyonel medya ile algı oluşturuyorlar.

Algı ile oluşturdukları atmosferle de ya o ülkeye müdahale ediyorlar, buna güçleri yetmezse el altından içerideki ajanlarını destekleyerek darbe yapıyorlar, buna da güçleri yetmezse, o ülkelerle ilgili bazı kendilerine yıllarca uşaklık etmiş ya da içerideki yönetim ile kavgalı tipleri kendi açılarından güvenli bir bölgeye çekip oradan konuşturuyorlar, bu açıklamalarla uluslararası bir baskı oluşturmaya çalışıyorlar, bu baskı ile de iç yönetimi çökertmeye çalışıyorlar.

Sistem böyle işliyor.

Mesela bu yapıya göre, katil İsrail demokrat, kendi halkını katleden Mısır yönetimi demokrat, hiçbir yapı ile iktidarı paylaşmayan Suudi Arabistan krallığı insan hakları savunucusu, Ortadoğu’nun mafya devleti Birleşik Arap Emirlikleri güzel bir safiye yeri…

Bunları çok iyi anlamak gerekiyor, Batı Bloğu ülkeler, yıllarca kanla, cinayetlerle, gözyaşları ile acının en tarifsiz halini insanlara yaşatarak kurdukları şeytan düzeninin bozulmasını istemiyorlar.

Bakın ülkemizde 2 bin yıldır hiçbir savaşımızın olmadığı Çin’e düşman ama her gün ülkemize yönelik türlü saldırılar geliştiren Batı Bloğu ülkeleri masum gören milliyetçiler var, bunlara göre Batı Bloğu ülkelerle yürümeliyiz, yoksa bizi Ruslar ham yapar…

Olacak iş mi? Böyle bir yaklaşım olur mu?

Bunlara göre İsmet İnönü, ülkemizi Ruslar bizi ham yapmasın diye Amerika’ya teslim etmiş, buna inanmamızı istiyorlar.

Oysa işin en paradoksal tarafı da, Rusya’ya ülkemizden kaçıp, orada ülkemize yönelik kampanyaların bir parçası olan Nazım Hikmet’in en büyük ideolojik savunucusu da CHP’liler, yani İsmet İnönü’nün partisi…

Yani yersen, adamlar hem komünist, hem Rusya düşmanı, hem Amerika’nın uşağı, hem de Amerikancı…

Recep Tayyip Erdoğan’ı indirmek için yıllardır Amerika ile işbirliği yapıyorlar ama solcular.

Böyle garabet insan tiplerini zaten Türkiye hiçbir zaman tam bağımsız olamasın, diye özel yetiştirdiler de kime anlatacaksın? Kurtuluşumuzu Amerika Birleşik Devletlerine bağımlılıkta gören milliyetçi arkadaşlara mı anlatacaksın? Yoksa Rusya’cı ama Rusya ülkemizi işgal edecek vehmi ile ülkemizi Amerika’ya teslim etmeye çalışan tuhaf tiplere mi anlatacaksın?

Neyse işte Batı Bloğu ülkeleri gücünü korumak, tahakkümünü sürdürmek için de her tülü güçlerini seferber ediyorlar, her türlü insan tipi yetiştiriyorlar...

Mesela Putin’in karşısında hiçbir şekilde bir siyasi varlık gösteremeyecek Aleksey Navalnıy bunlara göre Rusya’nın en büyük liderlerinden biri…

Aleksey Navalnıy, aslında ülkesini, milletini düşünmüyor, Batı Bloğu ülkerin uşağı ama Batı Bloğu ülkeler de zaten Rusya'ya hizmet edecek birini aramıyor, önemli olan onlara bağımlı Rusya... 

Belarus’ta seçilmiş yönetime karşılar, Mısır’da darbe ile gelen diktatör bunların müttefiki…

Buna Rus halkının inanmasına gerek yok, Belçika’daki, Hollanda’daki, Türkiye’deki, Almanya’daki yıllarca medya ile oluşturdukları uyuşmuş beyinler inanıverse onlara yetiyor, zira onlar bu algıyla Rusya’yı çok rahat bir şekilde muhalifleri ezen diktatör bir yönetim olarak göstermeyi başarmış oluyorlar.

Recep Tayyip Erdoğan’a da düşmanlar, zira istedikleri kıvamda çıkmadı, bir İsmet İnönü gibi oluverseydi sorun görmeyeceklerdi ama öyle olmadı, yıllardır bu çerçevede operasyonlar yapıyorlar.

Sedat Peker konusunu da bu minvalde görmek lazım, bu konuya geleceğim de şunu izah edeyim, bakın Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidardan gitmesini kim istiyor?

PKK destekçisi Avrupa ülkeleri, Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesimi, İsrail, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikler ve

CHP, İYİ Parti, HDP…

Ülkemizde bir medya kurdular, yahu yıllardır yalan haberler üretiyorlar. Her gün onlarca yalan haber üretiyorlar.

İşin kötü tarafı bunu da ülkemizde medya özgürlüğü olmadığını, muhalif bir ses çıkarsa Recep Tayyip Erdoğan’ın susturduğunu bağıra bağıra yapıyorlar.

Her türlü, yalan, iftira haberleri yap ve fakat “bana haber yaptırmıyorlar” de…

Bakın bakalım, böyle mi oluyor başka şekilde mi?

CHP’li, İYİ Partili siyasetçiler her türlü muhalefeti yapıyorlar, gerçeği bırakıveriyorlar yalanla iftira ile Recep Tayyip Erdoğan’a saldırıyorlar, sonra dönüyorlar, Türkiye’de demokrasi yok, diyorlar.

BBC, DW gibi medya kuruluşları sadece ülkemizde faaliyet gösteren internet siteleri kurdu, tek amaçları Recep Tayyip Erdoğan aleyhine ortaya atılan iftiraları yayınlamak, yalan haberleri yayınlamak ve terör örgütü FETÖ ile PKK’nın savlarını dillendirmek...

BBC’nin onlarca yayınladığı yalan haberi buradan yazabilirim, aynı şekilde DW ve diğerlerinin de…

Tamam, Yunanistan Recep Tayyip Erdoğan’ı istemiyor, Ermenistan istemiyor, Kıbrıs Rum Kesimi istemiyor, Amerika istemiyor, Fransa istemiyor da onlar istemiyor diye biz niye istemeyelim?

Yollar, köprüler, fabrikalar, hava alanları, üniversiteler, hastaneler, kamu binaları, milyonlarca konut yaptı diye mi istemeyelim?

Ülkemizi uzaya çıkardı, füze, helikopter, uçak üretti diye mi istemeyelim?

İşte burayı iyi düşünmelisiniz.

AK Parti hata yapmıyor mu?

Elbette yapıyor da, rakipleri ondan daha iyi çalışacakmış görüntüsü vermiyor, asıl sorunumuz bu.

Ve zaten siyaseten bu millet daha iyisini bulursa onu iktidara getirir, bu bizim sorunumuz, bizim ülkemiz, değil mi ama... 

Sedat Peker şimdi konuşuyor. Her gün bir video çekiyor nerede ise…

Birleşik Arap Emirlikleri’ndeymiş, kendisi diyor zaten.

Diğer ülkeler kabul etmemiş, sadece Türkiye’ye düşmanlık yapan ülkeler kabul etmiş, o da Birleşik Arap Emirliklerini seçmiş, dediklerinden bunu anlıyoruz.

Vatanperver olduğuna, konuştuklarına inanmamızı istiyor.

Tama bunlara da tamam da yahu Sedat Peker, görebildiğimiz kadarıyla, senin açıklamalarına inandığımızı varsayalım, Mehmet Ağar ya da başka biri pislikse onlar bu pisliklerini yaparken sen de onların yanındaymışsın.

Burası bir…

İkincisi ise Rus Aleksey Navalnıy örneğinde olduğu gibi bugün Batı Bloğu ülkeler sevmedikleri bir lider ya da ülke ile ilgili açıklama gördüler mi saçma sapan bile açıklama yapsa açıklama yapanı desteklemeye başlıyorlar.

Yani millilik açıklama yapmaya başlayınca bitiyor.

Açıklama yapan, Türkiye’ye değil, Teşkîlât-ı Mahsûsa’ya değil, bizim düşmanlarımıza hizmet ediyor.

Bunun onlarca örneğini gördük.

Akıllı bir insan Osmanlı’nın son Sultanının neden Suudi Arabistan’a sığınmadığını bilmez mi?

Sonra gel ülkene, yargılan, temizsen sıkıntı yok, bir şekilde zaten aklanırsın ve onurlu bir şekilde yaşarsın, açıklamalarını buradan yaparsın.

Şu anda Sedat Peker’i kimin desteklediğini, kimin koruduğunu, kimlerin konuşturduğunu bilmek zor değil. Bunu Sedat Peker bilmez mi?

İnanıyorum ki Sedat Peker’in eline de Türkiye aleyhine, Recep Tayyip Erdoğan aleyhine binlerce belge yağdırıyordur MOSSAD, CİA başta olmak üzere Batı Bloğu ülkelerin ve onların köpeklerinin istihbarat yapıları.

Sedat Peker, bunlarla birlikte Türkiye’ye zarar vermeye çalışan biri olarak mı tarihe geçmek istiyor?

Tamam dediklerin doğru da olabilir, gel burada hâkime, savcıya söyle bunları, medyaya söyle…

Bunların zaten imkânı var.

Nerede durduğun, kime hizmet ettiğin önemli, bunu Sedat Peker bilir diye düşünüyorum.

Suçlu olmak başka bir şeydir, iftira atılmak başka şeydir, ihanet ve fitne bambaşka şeylerdir.  

Zaten suçlu değilse de hiç şüphe duymuyorum, Türk Mahkemeleri Sedat Peker’i serbest bırakacak, ona yapıldığını iddia ettiği operasyon da havada kalacaktır.

Sedat Peker, Aleksey Navalnıy familyasından biri olmadığını göstermek istiyorsa bence asıl başlanması gereken nokta burasıdır.

Şunu da yazayım; aman kimse bizim suçlu biri varsa onun yargılanmamasını istediğimiz sonucu çıkarmasın yazımızdan, zira öyle değil.

Çok açık yazıyorum, bakan, milletvekili, bürokrat, siyasetçi, iş insanı vs. Kim olursa olsun, eğer hukukun, kanunların dışına çıkmışsa, suç teşkil edecek bir iş yapmışsa ya da böyle bir işte ismi geçiyorsa mutlaka yargılanmalıdır. Zira biz gerçekten temiz bir toplum istiyoruz, AK Partiye de millet bunun için oy veriyor. Bunun da gereği yapılmalıdır.

Suçluluğu kanıtlanıncaya kadar herkes masumdur ve biz tersi kanıtlanmadığı sürece beyana da inanırız.

 

 

 

 

 

 

  • Beğen
YORUM YAZIN