İşverende Allah korkusu olmalı
05.02.2022 - 13:07

Cahit İlhan

Cahit İlhan

İşverende Allah korkusu olmalı, kanun da işçiyi korumalı...

Size yaşanmış bir olayı anlatayım;  

Anadolu’da bir büyük şirketin yönetimi değişiyor. Yeni gelen yönetim, paranoyak davranışlar göstermeye başlıyor. Personelin büyük bir bölümünden kurtulmak istiyorlar, kendilerince bu personele güvenmiyorlar ve eski yönetimin taraftarı oldukları savıyla hareket ediyorlar.

Aslında mevcut personelin kimsenin adamı olduğu falan yok ama gelenler gelirken oy için söz vermiş ve bu söz verdiği insanları işe almak istiyorlar bunun için de çalışanı atmak istiyorlar, bütün tiyatro bu vesile ile oynanıyor.

Birkaç personeli atıyorlar ama bakıyorlar bu sefer de tazminat yüklü gelmeye başlıyor. Onunla da başa çıkamayınca eski personelin işten ayrılması için mobbing yapmaya başlıyorlar.

Zam zamanı geliyor, personele zam vermiyorlar, Türkiye’nin en büyük enflasyonist sürecinin yaşandığı bir dönemde personele zam yapılmıyor.

Yıllarca o kuruma hizmet etmiş, o kurumun büyümesi gelişmesi için gece gündüz bilmemiş insanlar, başkan değişti diye bütün haklarını bırakacaklar, çekip gidecekler…

Bunu istiyorlar.

Yahu yazık değil mi bu insanlarada bu metot uygulanıyor?

Allah korkusu yok, kuldan utanma yok, insaf yok, vicdan yok, gelecek kaygısı da mı yok?

Bu yapıyla küskün insanlar oluşuyor, bir dönem daha nasıl seçileceksiniz bu kadar küskün varken?

E o zaman gelen de sizin adamlarınızı atacak, böyle kısır döngü mü olur? 

Bu kısır döngüye sahip bir kurumun geleceği mi olur? 

Recep Tayyip Erdoğan’ı indirelim, yerine CHP’yi getirelim, diyenlerin bu değişim süreçlerini çok iyi görmesi gerekiyor, çok açık ifade ediyorum.

Bakın İstanbul’a, bakın Ankara’ya, bakın başka şehirlere, bakın başkanı değişmiş büyük kuruluşlara…

Başkan bulmak, bir kurumda istikrarı sağlamak, bir kurumda istikrarlı bir şekilde yapıyı oluşturmak işleri yıllar alıyor. Yıllarca oturmuş yapıyı değiştirdiğinizde, bir kere şunu çok iyi bilmeniz gerekiyor, gelen gideni mutlaka arattıracak, daha sonra da şunu bilmeniz gerekiyor, gelen haktan, adaletten bahsetse bile kesinlikle seçim sürecinde söz verdiği kesimler var, onları işe alacak ve bunun içinde mevcut personelden kurtulmaya çalışacaklar.

Personele kulp bulmak, sınıflandırmak kolay, önceki yönetimin adamı, diyorsunuz, bu iş tamam, ikinci aşama ise o sınıflandırdığınız kesimden kurtulmak oluyor.

Kurtulacaksınız, kıyacaksınız, yok edeceksiniz ve yerine de söz verdiğiniz kesimi işe alacaksınız…

Yahu burası babanın mülkü mü?

Kim verdi bu yetkiyi sana?

Sen burayı yönet diye getirildin, burayı büyüt, daha çok kazandır, diye getirildin, getirilme amacın yok etmek değil ki ama kul hakkı yiyorsun, bir sürü ailenin yuvasına huzursuzluk veriyorsun, insanların korkmasına, endişe duymasına, mutsuz olmasına neden oluyorsun, yıkıyorsun, yapamıyorsun.

Olacak iş mi bu?

Neticede böyle oluyor, bunu net bir şekilde görüyoruz, seçilmenin şımarıklığı başlıyor seçilen insanda, bir sürü insanın rahatça ekmeği ile oynanıyor.

Bakın, acı tablo şu, normal bir şekilde işten bile atamıyor, o insanların hakkını vermekten bile imtina ediyor, onların işten ayrılmasını, o şekilde kendisine alan açılmasını istiyor gelen.

Mazlum insanlar kime şikâyet edecek bu insanları?

Tek suçları görevlerini yapmak.

Kime derdini anlatacak bu insanlar?

Kiminle konuşacak, netice alacak bu insanlar?

Ne yazık ki Anadolu’da sendika yok, sendika sadece devlete hümeriyor, özel sektöre dokunamıyor bile, çalışanı sistem tam ve hakkıyla koruyamadığı için sendikaya insanlar üye olamıyor, üye olanın işi bitiyor. Sendikaya üye olanı atana ver cezayı, sendika olanın iş güvenliği devlet korusun, bak bakalım sendikayı özel sektör yok edebilir mi? Ülkemizde örgütlü hareket etmek Anadolu şehirlerinde nerede ise hiç yok, bunun için iş huzuru olmuyor, hiçbir şekilde iş barışı oluşmuyor, insanlar huzurlu olmuyor, aileler huzursuz, mutsuz oluyor.

Mahkemeye gidemiyor, halini kimseye anlatamıyor, seçilmişlik şımarıklığında olan kimseyi dinlemiyor, kimseyi takmıyor…

Zammı beğenmedin, ayrıldın, oluyor, elektrik faturasını, doğalgaz faturasını, su faturasını karşılayacak bile zam yapılmadı, ne yapabilirim? Nasıl çalışabilirim, bu şartlarda dese çalışan, kime ne anlatabilecek?

Vicdan yok, merhamet yok, enflasyon ezmiş insanları, bir de yıllarca emek verdiği kurum eziyor.

Siz söyleyin Sayın Cumhurbaşkanım Recep Tayyip Erdoğan, bu insanlar kime derdini anlatsın? Kime ne desin? Sizin ülkenizde yaşanıyor bunlar, kime konuyu izah etsin, kim ya da hangi kurum bu insanların hakkını arayabilir ülkemizde, bu hayat mı? Bugün bu konular birebir yaşanıyor. 

Çalışma Bakanlığı bu insanları görür mü?

Sendikalar bu insanları görür mü?

Böyle çalışma hayatı olur mu?

 

 

 

  • Beğen
YORUM YAZIN