İstanbul Sözleşmesini çöpe atmak olumlu ama…
20.03.2021 - 13:52

Cahit İlhan

Cahit İlhan

Son yıllarda dünyada, özellikle Avrupa, Amerika merkezli Batı diye ifade edebileceğimiz coğrafyada ahlaka, edepli olmaya hatta insan olmaya karşı müthiş bir saldırı var.

İnsanlar hadlerini aşıyor, sınırlarını aşıyor, seviyesini aşıyor, gerçek anlamda isyankâr olmaya meylediyorlar.

Bunu görebiliyoruz.

Bugün Avrupa’da birçok ülkede ahlaksızlığa karşı çıkmak insan öldürmekten daha büyük ceza…

Bunu zaten görebiliyoruz.

Batılılar, teröre tolerans gösteriyorlar, hırsızlığa tolerans gösteriyorlar, insanları katletmeye tolerans gösteriyorlar ama erkeğin erkek kalmasına, kadının kadın kalmasına yönelik bir çalışma yaparsanız karşınıza polis, hatta yetmedi asker duruyor.

Gerçekten çok acı, insanlık açısından ciddi anlamda sıkıntılı bir sürecin göstergesi olan bu halin bir şekilde ülkemizi de içine almaya çalıştığını görebiliyoruz.

Türkiye’yi de etkileri altına almak istiyorlar, zira zaten medya onların kontrolünde, filmler, diziler bu ahlaksızlığı yaymak için çekiliyor, mücadeleler bu yönde veriliyor.

Erkek olmayan erkeler Türk filmlerinde boy gösteriyor, şahsiyetsiz, karaktersiz tipler iyi insanmış gibi, çevreyi korumuş gibi, canlıyı korumuş gibi, romantikmiş gibi, ideal insan tipiymiş gibi gösteriliyor.

Onlara acımamızı, onları sevmemizi ve bu sapkınlığa meyleden insanlara karşı toleranslı olmamızı istiyorlar.

İşin daha kötü tarafı mesela bu ahlaksızlığın ülkemizde en fazla savunucusu da PKK terör örgütünün siyasi uzantısı oluyor. Kürt hakkı savunuculuğu bir anda dönüşüyor ipne savunuculuğuna…

Bir bakıyorsunuz bu ahlaksızlığa CHP destek veriyor, siyasi bir konuya dönüşmüş gibi oluyor, İYİ Parti bu ahlaksızlığa dolaylı destek veriyor.

Gerçekten çok acı bir durum.

Sanki bu ahlaksızlığı savunmak kadın hakkı savunmak, insan hakkı avunmak, romantik olmak, modern olmak, özgürlükçü olmakmış gibi sunuluyor ve gençler bu ahlaksızlık girdabına sosyal medya, televizyon, film, dizi gibi unsularla çekiliyor.

Burada kavramları çok iyi kullandıklarını görüyoruz. Mesela cinsiyet eşitliği, kadın özgürlüğü, kadın hakkı kavramlarının ahlaksızlığı savunurken kullanıldığını görüyoruz.

Özellikle burada kavramlarla Müslümanlara, İslam’a da saldırı olduğunu görüyoruz. Müslümanlık cahillik, bilime karşı olmak, modernliğe karşı olmakmış gibi savunuluyor. IŞİD terörü ile oluşturdukları bir Müslüman tipolojisi var, gerçek İslam’dan uzaklaşmış insanların yanlışlıkları var, bunlarla da sanki ahlaksızlığı savunmak iyiymiş, modernmiş, Müslüman olmak ise gericilikmiş gibi bir algı oluşturuyorlar.

Tabi ki Müslümanların da bu konuda büyük eksiklikleri var ama işin özü ahlaksızlık yayılmak isteniyor. Bütün mesele bu…

Neyse, İstanbul Sözleşmesi ile şekil alan bu ahlaksızlığa nihayet dur dendi, bu olumlu bir gelişme ama…

Peki, ey hacılar, ey hocalar, ey tarikatlar, ey vakıflar, ey cemaatler, siz ne zaman kendinize geleceksiniz?

Siz İstanbul Sözleşmesi çöpe atılınca ahlaksızlık bitecek, ülkemize ahlak mı hâkim olacak sanıyorsunuz?

“Erdem” kavramı ile ne zaman ilgileneceksiniz?

Ey hocalar, ey sakallılar, ey kendini evliya sanan hocalar, liderler, şeyhler müritler…

Ne zaman ahlaklı nesil yetiştirme mücadelesine başlayacaksınız?

Ne zaman, hem dünyayı bilen, mühendislik olmadan inşaatın dikilmeyeceğini bilen, modern, çağdaş, teknolojide öncü hatta ülkemizi Ay’a taşıyacak, ahlaklı erdemli nesiller yetiştirmeye başlayacaksınız?

Ne zaman selin önündeki kütükler gibi cehenneme sürüklenen insanlığı dert edineceksiniz?

Ne zaman kadını öldüren erkeğin insan olamayacağını söyleyeceksiniz?

Ne zaman aile için mücadele vereceksiniz?

Ne zaman garibin yanında olacaksınız, evlenemeyen genci evlendireceksiniz, iş bulamayan gence iş bulacaksınız?

Ne zaman insanlar sizi yanında hissedecek?

Ne zaman bir Müslümanın torpil yapamayacağını, torpille bir yere gelemeyeceğini, bunun bir kul hakkı olduğunu, kazanılan paranın torpille haramlaşacağını anlatacaksınız?

Ne zaman köpekleri insanlardan korumaya başlayacaksınız?

Ne zaman balıkları korumaya başlayacaksınız?

Ne zaman çevreyi korumaya başlayacaksınız?

Ne zaman ahlaksız ihalenin karşısında olacaksınız?

Ne zaman ahlaklı siyaseti savunacaksınız?

Ne zaman bir Müslümanın yere tüküremeyeceğini anlatacaksınız?

Ne zaman matematiksiz olmaz, fensiz olmaz diyeceksiniz?

Ne zaman gençlere ahlaklı, erdemli olmayı anlatmaya başlayacaksınız?

Ne zaman sokaklardaki Allah’ın yetimlerine sahip çıkacaksınız?

Mesele İstanbul sözleşmesini çöpe atmak değil inanın. İstanbul Sözleşmesi işte çöpe atıldı. Ama bu bizi daha ahlaklı, daha erdemli yaptı mı?

Mesela artık erkekler kadınları öldürmeyecek mi?

Mesela artık, gençler eğitilebilecek mi?

Sokaklarımızda zina yapılmayacak mı?

Yasaklarla bu işler çözülmez, çözülürse bir anlamı olmaz. Mesele zaten zinayı yasaklamak değil, haramı yasaklamak değil, mesele zina yapmayacak, harama bulaşmayacak nesiller yetiştirmek.

Ne zaman bu işlere başlayacaksınız?

Mesela artık medya yaygın eğitim alanı görülmeye başlanacak mı? Meslek sahibi, ahlaklı erdemli insanlar olmanın güzelliği mi anlatılacak insanlara medyadan?

Bunu anlamadan İstanbul Sözleşmesini çöpe atmakla adam olunacağını, erdemli insan olunacağını, değerli hanımefendi olunacağını sanmak ise büyük cehalettir.

İslam eylemdir.

İslam hayatını düzeltmek ve insanlara hayatlarını düzeltmeleri için tebliğ yapmaktır. İnsanları iyiye ve güzele yönlendirmektir.

Ahirette bunu anlamanın da bir anlamı olmayacak, biliyorsunuz değil mi sevgili Kardeşlerim?

Ahlak, edep, erdem, güzel insan…

Güzel toplum…

Hepimizin sorumluluğunda, Allah hepimize bunun hesabını soracak.

İstanbul Sözleşmesini yırtmakla üzerimizdeki sorumluluğu atamayız, atamazsınız.

Anlayın bunları lütfen ve sorumluluk sahibi olun artık.

Gün bu gündür.

 

 

 

  • Beğen
YORUM YAZIN