Başkan Recep Konuk, kuraklık konusunda Konya’yı çok uyarmıştı
11.04.2024 - 23:23

Hamdi Bağcı

Hamdi Bağcı

Konyalı hemşerilerimiz bilmiyorum farkında mı ama aslında Konya’nın önemli 4 gündeminden biri kuraklık olmalı. Peki bu 4 gündem ne? Birincisi kuraklık, ikincisi çevre yolunun yapılmamış olması, üçüncüsü Konya’nın toplu ulaşımında Konya’ya çağ atlatacak metro projesinin hayata geçirilmesi ve dördüncüsü de Konya’ya bir uluslararası seferlere açık, uluslararası seferlerin de yapıldığı sivil havaalanı… Bu konuların dördü de siyasete malzeme yapılmadan üzerinde durulması gereken Konya’mızın geleceği olan çok önemli projeler olduğunu hepimizin bilmesi gerekiyor.

Eskiden MÜSİAD Konya Şubesi gerçek bir düşünce (think tank) kuruluşu gibi çalışırdı. Selçuk Öztürk Başkanın döneminde her ay bir rapor hazırlardık ve Konya ile ilgili konular böylece gündemde kalabiliyor, bir farkındalık oluşturuluyor, siyasetçilere de Konya’ya yapılacak yatırım konusunda bir bakış açısı, bir veri sunuluyordu. Benim görebildiğim kadarıyla artık MÜSİAD Konya Şubesinde bu kadar fazla Konya’nın gelişimi ile ilgili fikir üretilmiyor. Üretiliyorsa da ne yazık ki kamuoyu ile yeterince paylaşılamıyor, doğal olarak da bizim de haberimiz olmuyor.

Konya Ticaret Odası, KTO Karatay Üniversite ile birlikte KTO Karatay Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösterecek olan Kalkınma Odaklı Stratejik Araştırmalar Merkezi (KOSAM)’ı kurdular. Burada ben inanıyorum ki çok önemli konularda da araştırmalar yayınlanacak ama bunun dışında pek Konya’da Konya’nın sorunları ve vizyon projeleri hakkında fikir ortaya koyan, bir çalışma yapan kurum ve kuruluş pek göremiyorum.

Konyalılar susuyor tamam da ne yazık ki sorunlar da azalmıyor, bitmiyor ki… Bir alanda bir sorun oluşmuşsa bu bir aksaklığı da ifade eder ve bir yerde bir aksaklık varsa o da ne yazık ki ciddi tedaviye muhtaç bir hastalığın varlığı anlamına gelir. Siz bu alandaki yatırımı yapmazsanız o alan hasta olarak kalmış olur, hastalık ise olduğu yerde durmaz, başka hastalıkların da başlamasını beraberinde getirir. Kuraklık konusu da Konya için böyle bir konu işte… Birbirimizi kandırmayı bırakalım lütfen, Konya Ovası bu iklim yapısı ile çok hızlı bir şekilde büyük bir kuraklığa doğru gidiyor. Eğer tedbirler alınmazsa, muhtemelen 10 yıl sonra bırakın şeker pancarını, kavunu, mısırı, ayçiçeğini, buğday, arpa, yulaf bile Konya Ovasının en az yüzde 75’lik bölümünde ekilemez hale gelecek. 20 yıl ileri gidin… O zaman da bu seviyede bir yağış ve ısı periyodu ile Konya Ovası’nda tarım yapılamaz alan yüzde 90’nın üzerine çıkacak. Konya Ovasının yüzde 90’ı tamamen kurak bir alana, bir çöle dönmüş olacak.

Peki bu sorunu çözmek için bir projeksiyonunuz, bir planınız, bir çalışmanız var mı? Türkiye’de Konya Ovası diye bir alan var ve bu alan kurak hale geliyor, ülkenin tarımının merkezi bu alanda tarım yapılamaz hale gelecek ve bu konu kimseyi ilgilendirmiyor mu? Önerisi olan var mı? Varsa söyleyin, ortaya koyun, tartışılsın, konuşulsun, bir noktaya varılsın. Bakanlıklara, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a konu anlatılsın, böyle iken konu böyle olacak, yoksa Konya’da tarım bitecek, denilsin ve devletimiz harekete geçirilsin.

Şimdi konu buraya gelmişken çok açık bir şekilde yazacağım, Recep Konuk Başkanımız aslında bu konuyu inanın çok dile getirdi. Biliyorum sevgili Konyalı hemşerilerimize, etkili ve yetkililerimize anlatamadı ama dile getirdi. Bakın, 2005 yılındaki Konya Pancar Ekicileri Kooperatifinin Genel Kurulunda Başkan Recep Konuk “Hani bir söz var ya, göle su gelinceye kadar kurbağa rahmetine kavuşurmuş. Biz bu suyu sağlığımızda istiyoruz, bu su şimdi gelmesi lazım, yarın geç olur, geç kalınır. Biz önce 1400 metre yukarıdan geçen Göksu’yu Konya Ovasına bir indirelim, sonra siyasetimizi yapalım. Suya ihtiyaç var arkadaşlar, bu susuzluğa bu kuraklığa bu bölge daha fazla dayanamaz, onun için Bağbaşı ve Mavi Tüneli ihale ettiniz, yaklaşık bu iki projenin bedeli 120 milyon dolardır, arkadaşlar lütfen hızla hayata geçirin. Kalan 2 tane 750 milyon metreküplük, esas bizi besleyecek olan bugün planlama aşamasında olan barajları acilen ihale edin. Eğer sizde kaynak yoksa bu köylü dün yumurtasıyla, yünüyle, sütüyle bu fabrikaları nasıl yapmışsa gerekirse oraları da yapar. Biz size kaynak buluruz.” demiş… Demiş de anlatabilmiş mi? Anlaşılmış mı?

Tabi yıllar geçti, o yıllardan bugünlere geldik, hala ne yazık ki birçok baraj yapılamadı, tüneller yapılamadı, Mavi Tünel’den Konya Ovasına su akıtıldı ama arklar, tüneller yapılamadığı için, ihaleler sarpa sardığı için Göksu’nun suyu bile Konya Ovasına akıtılamadı…

Recep Başkan daha sonraki yıllarda da defalarca konuyu anlattı. O dönem AK Parti Karaman Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı ve PANKOBİRLİK Genel Başkanı olan Recep Konuk, Konya Gıda ve Tarım Üniversite’sinin açılışında da en çok bu konuya değinmişti ve “Konya Ovasının suya ihtiyacı var. Tatlı sularımızla bugün hala denizlerimizi suluyoruz, sularımızı heba ediyoruz. Ben bugün de bunu buradan dile getirmek istiyorum, inşallah Karasu’yu ve diğer su kaynaklarımızı hükümetimizin, Bakanlar Kurulumuzun kararlılığı ile Konya Ovası’yla buluştururuz. Konya Ovası Konya ile birlikte Karaman, Aksaray, Niğde demektir. Çok geniş bir coğrafya demektir. Günün bereketinden inşallah faydalanırız, Sayın Bakanımızla o gün konuşmuştuk, Göksu nehrinin suyu Konya Ovası’na geldi, Karasu’da inşallah Konya Ovası’na gelir, getiririz” demişti. Türkiye petrol zengini bir ülke değil ama ancak petrolden daha kıymetli bir hazineye, verimli topraklara ve büyük bir tarımsal üretim potansiyeline sahip bir ülke olduğumuzu, bunun kıymetinin bilinmesi gerektiğini anlatmıştı.

Ülkemizin tarım arazisinin yüzde 17’sine tekabül eden, 50 km genişliği, 80 km uzunluğu ve 4.000 km2’lik yüz ölçümü ile Konya Ovası sadece ülkemizin değil, dünyanın en önemli tarım havzalarından biri olarak öne çıkıyor. Konya Ovası’na yeni su kaynaklarının getirilmesi hususu sadece Konya’nın değil, Türkiye’nin en önemli gündem konularından biri olması gerekmez mi sizce de? Bu noktada, 3 tane adım atılmalıdır. Birincisi Göksu’dan gelen suyun tarımda kullanılmasını sağlayacak yatırımlar birinci dereceden önemli yatırımlar olarak görülerek, bu konudaki adımlar bir an önce atılmalı, Mavi Tünel’le gelen suyun tarımda kullanılması sağlanmalıdır. Bununla birlikte o bölgede yapılması düşünülen ve birçoğunun da belirli bir aşaması yapılmış ve fakat sonraki yıllarda kaderlerine terkedilmiş baraj, tünel ve ark yatırımları tamamlanmalıdır. İkinci adım Manavgat’tan su Konya Ovasına ve Beyşehir Gölüne aktarılmalı, Beyşehir Gölü’nün de kuruması önlenmelidir. Üçüncü adım ise yeni bir havza dışı kaynaktan (Karasu) Ovaya ilave su getirilmesini sağlayacak yatırımlar gerçekleştirilmelidir. Bu adımlarla Konya Ovasının kuraklaşması önlenecek ve ova tarımsal üretimde kazandığı ivme ile sadece ülkemizin değil, dünyanın gıda merkezine dönüşecektir.

Başkan Konuk’un tarihi şu açıklamalarını da sizinle paylaşmak istiyorum. Evet Recep Başkan şunları söylemişti: “Geçtiğimiz dönemde suya yapılacak yatırımın karlı olmayacağı ifade ediliyordu. Ama bunun yanlış olduğunu çok net görebiliyoruz. Tarım eski usullerle yapılmamalıdır. Türkiye’nin tarım merkezi olan Konya, Karaman, Aksaray gibi illerimiz bu sene yağmur çok oldu, verim arttı, bu sene yağmur az yağdı, kıtlık oldu, kısır döngüsünden kurtarılmalıdır. Allah insanoğluna doğayı şekillendirme iradesi vermiş, bunu hayırda, ülkemizin ve dünyanın faydalanacağı işlerde kullanmalıyız. Tarımı bir taraftan inovatif metotlarla geliştirirken bir taraftan da tarımsal altyapı eksikliklerimizi giderecek Karasu gibi nehirleri Konya Ovası ile yani üretim alanları ile buluşturacak yatırımları gerçekleştirerek, boşa akan suyu susuzluk çeken toprakla buluşturarak ülkemizin hem tarımsal üretimini arttırmalı hem de üreticinin refahını yükseltmeliyiz. Tarımsal üretimin üç tane olmazsa olmazı var. Toprak, güneş, su... Konya Ovası ilk iki unsurda dünyanın en şanslı havzası… Eksiğimiz yeter miktarda su. Ovayı su ile buluşturduğumuzda Konya Türkiye’nin, Türkiye dünyanın en önemli tarım merkezi haline gelir. Konya Ovasına dışarıdan getirilecek kaynaklarla ovanın kuzeyinde Altınekin, Cihanbeyli’den, güneyinde Karaman’dan Çumra’ya, doğusunda Karapınar, Ereğli ve Aksaray’a kadar tüm tarım arazilerinde de sulu tarıma geçmiş olacağız.

Konya Ovası’na mutlaka dışarıdan su getirmemiz gerekiyor. Şu anda en makul projelerden birisi ise Karasu Nehrinin Kızılırmak aracılığı ile Konya Ovasına aktarılmasıdır.

Bugün ovamızda 200 metre derinlerde dahi su bulunamayan bölgeler var. Gelecek su, yörede sulu tarımı destekleyeceği için halkın refah seviyesini ve tarımsal üretim ile gıda sanayini, tarımsal sanayiyi olumlu etkileyecektir. Şunu da ifade edelim, burada oluşturulacak bir sinerji ile tarımımızı bilgi ile teknoloji ile entegre tesislerle destekleyebilirsek, Türkiye ekonomisine devasa katkı yapacaktır. Özellikle burada üretilecek tarım ürünleri ve bu tarım ürünlerinden oluşturulacak gıda çeşitliliğiyle ülkemiz devasa bir ihracat hacmi oluşturabilir, bunlar başarılamayacak hedefler değil, şu ana kadar başardıklarımız, bunları da başarabileceğimizin en büyük göstergesidir.  Bunun yanı sıra sulak alanların eski durumlarına gelmesini sağlayacağı için bir mikro klima dengesi oluşturacak, dolayısıyla da eskiden mevcut olan canlı popülasyonunda da hem sayısal, hem de çeşitlilik olarak artış yaşanacaktır. Yeraltı sularının tüketimi de azalacağı için dolaylı olarak tasarruf sağlayacaktır.”

Beni üzen ve hala da bir anlam veremediğim konu ise Konya için, Konya Ovası için, Orta Anadolu için can suyu olacak, Karasu, Manavgat Sularının Konya Ovasına akıtılması projesi kimsenin dikkatini bile çekmedi… Peki niye? Allah’ınızı severseniz Konyalılar niye bu konular önemsenmiyor?

Çekmedi de ne oldu, işte bu günlere geldik. Bırakın sulama suyunu, gidin Cihanbeyli, Kulu, Karapınar, Altınekin, Kadınhanı, belediye başkanları ile konuşun, bu ilçelerimiz içme suyunu bile bulamaz hale geldi. Bir belediye başkanımızın bana “200 metreden su çıkarıyoruz, bir iki yıl sonra o da kuruyor, bir sondaj daha vurmak zorunda kalıyoruz, içme suyu sorunlarını bile çözemiyoruz” demişti.

Biliyor musunuz bilmiyorum ama birçok mahallenin içme suyu taşıma sistemi ile çözülüyor. Hakikaten üzücü, hakikaten umut kırıcı gelişme… Yahu Akşehir gölü göz göre göre kurudu gitti, Beyşehir Gölü kuruyor, bakın Tarım Bakanlığının raporunda Konya’nın ikliminin 10 yıl sonra Kahire ile aynı olmasının beklendiği ifade ediliyor. Bunun ne demek olduğunu biliyor musunuz? Konya Ovası hızlı bir şekilde çölleşiyor demektir. Beyşehir Gölü kuruyor, eğer Manavgat Çayından Beyşehir Gölü’ne su getirilmezse ve bu iklim yapısı devam ederse, kar yağmazsa, Konya Ovası için Beyşehir Gölünden su çekmemiş olsanız bile Beyşehir Gölü kuruyacak. Buna hiç kimsenin bir tepkisi olmayacak mı? Mart ayı sıcaklık verileri açıklandı, bakın, inceleyin, sıcaklık verileri rekor kırdı ve bununla birlikte de uzun yıllar ortalamasının çok altında yağış oldu Konya Ovasına…

Bayramınız elbette mübarek olsun, inanın ben de bayramda bu tatsız konuyu gündeme getirmek istemezdim ama bu konuyu gündemimize almazsak bilmenizi isterim ki Konya Ovası gözlerimizin önünde çölleşip gidecek… Ya tedbir alacağız zengin bir ovamız olacak, ya da bugün ki sessizlik devam edecek ve Konya geleceğini kaybetmiş olacak. Tabi bu Türkiye’nin de geleceği… Recep Başkanımızın anlatmaya çalıştığı da buydu…

Konu hayati değerde önemli, bilmem anlatabildim mi?

 

  • Beğen
YORUM YAZIN