Mohammed Tahsin Gökkaya, Irak seçimlerinde Türkmenlerin temsil arayışına dair bir değerlendirmeyi Analiz için kaleme aldı.
***
Irak'ta 10 Ekim 2021’de yapılan seçimler için çıkarılan 2020/9 numaralı seçim kanunu, ilk kez daraltılmış seçim bölgesi sistemini esas aldı. Buna karşın Türkmen partileri, Türkmen nüfusunun yoğun olduğu Kerkük’ün üç ayrı seçim bölgesine ayrılması yönünde endişelerini dile getirdi. Ancak yasaya imza atan Türkmen milletvekilleri Kerkük’ün bölge dağılımını faydalı gördüklerini ve aynı zamanda başka bir seçeneklerinin olmadığını savundu.
Toplam 12 sandalyesi bulunan Kerkük’ün üç ayrı seçim bölgesine ayrılmasındaki dengesizliğin, seçimlerde Türkmen oylarında büyük bir kayba yol açabileceği öngörülüyordu. Yoğunlukla Kürt seçmenden oluşan I. Seçim Bölgesi için 5 sandalye; yoğunlukla Türkmen seçmenlerinden oluşmuş olsa da küçümsenmeyecek oranda Kürt ve Arap seçmenin de bulunduğu II. Seçim Bölgesi için 4 sandalye; yüzde yüz Arap seçmeninden oluşan III. Seçim Bölgesi için ise 3 sandalye belirlendi. Dolayısıyla Kürtler şehrin kuzeyinde, Araplar güneyinde, yoğun oldukları bölgelerdeki sandalyeleri garantiye alırken, Türkmenler ikinci bölgede şehir merkezi için ayrılan 4 sandalye için yarış içindeydi. Neticede Türkmenlerin korktukları şey gerçek oldu ve Türkmenler Kerkük’ten yalnızca iki sandalye kazanabildi.
Türkmenler, bu seçim sisteminin ve Kerkük’ün seçim bölgesi dağılımındaki adaletsizliğin karşısında büyük bir titizlikle seçim stratejisi geliştirmeleri gerektiğinin farkındaydı. Böylece oyların kaybolmaması açısından seçimlere tek bir listede katılma kararı alındı. Irak Türkmen Cephesi, Türkmeneli Partisi, Türkmen Adalet Partisi, Türkmen Karar Partisi, Türkmen Vefa Hareketi, Milliyetçi Türkmen Hareketi, Milliyetçi Türkmen Halk Partisi ve Türkmen İrade Partisinden oluşan “Birleşik Irak Türkmenleri Cephesi Listesi” kuruldu. Bu listeye ilaveten başka Türkmen adaylar da seçimlerde yer aldı.
Irak genelinde Türkmenler değişik listelerden 8 sandalye kazanabildi. Birleşik Irak Türkmenleri Cephesi Listesi adına Kerkük’ten sadece bir milletvekili seçildi.
Türkmenlerin de Bakanlar Kurulunda bulunmaları için pes etmeden bütün kapıları sonuna kadar çalmaları gerekir. Milli temsil olarak talep edilen bakanlık hakkını kendinde gören Birleşik Irak Türkmenleri Cephesi Listesi bu konuda daha fazla çaba göstermelidir.
Hükümet kurma sürecinin başlamasıyla her zaman olduğu gibi Irak Türklerinin Bakanlar Kurulunda temsil edilmeleri için zor bir süreç başladı. 2003 işgali sonrası Irak, etnik ve mezhepsel kimlik üzerinden bölünürken Türkmenler için yok sayma politikası devam ediyor. Vatandaşlıklarına ve ulusal kimliklerine en fazla bağlı kesim olmalarına rağmen en çok haksızlığa uğrayan millet, Irak Türkmenleridir.
Ekim 2021'de yapılan seçimlerden sonra birbirine rakip partiler arasındaki anlaşmazlıklar ülkede siyasi blokaja neden oldu. Bu durum siyasi ve anayasal boşlukla sonuçlandı. Özellikle iki Şii kitlesi olan Mukteda es-Sadr Hareketi ve Koordinasyon Çerçevesi kitleleri arasında yaşanan anlaşmazlıklar nedeniyle anayasal süreç hiçe sayıldı. 2003 işgalinden bugüne kadar ilk kez çoğunluk hükümeti kurmak için hareket eden Mukteda es-Sadr, bunun için Sünni ve Kürt partileriyle “Vatanı Kurtarmak” adında ortak bir koalisyon kurdu. Ayrıca es-Sadr, İran yanlısı partilerden oluşan Koordinasyon Çerçevesi ile hiçbir şekilde ortak bir hükümet kurmayacağını sürekli dile getiriyor. En fazla milletvekili sayısını elde eden es-Sadr Hareketinin 12 Haziran 2022'de 73 milletvekilini istifa ettirmesiyle siyasi süreçten çekilmesinin ardından tüm partiler nihayet yeni hükümetin kurulması konusunda anlaşmaya varmış durumda.
Seçim sonuçları sonrası yaşanan anlaşmazlıklar neticesinde hangi Şii tarafın hükümeti kurabileceği büyük bir muamma. Bağdat’taki diğer siyasi taraflar iki Şii kitlenin arasında saflarını belli ederken Türkmenler kendi tezleri üzerinden bütün taraflarla görüşmeler gerçekleştiriyor. Bir taraftan Birleşik Irak Türkmenleri Cephesi Listesi heyeti diğer taraftan Meclisteki Türkmen Kitlesi heyeti adına Bağdat’taki siyasi taraflarla görüşmeler dengeli bir şekilde sürdürülüyor.
Irak’ta çoğunluk hükümeti kurma çabalarının gerçekleşmemesi üzerine, tekrar eski hükümetlere benzer ortak bir hükümet kuruldu. Buna göre partiler, Meclisteki sandalye sayılarına göre hükümetteki temsil haklarını elde etmektedir. Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Meclis Başkanlığı gibi görevlerin yanında bakanlıklar da puan esasına göre siyasi kitlelere dağıtılmaktadır. Bakanlar kurulu da meclisteki sandalye sayısıyla etnik ve mezhepsel denklem dikkate alınarak bölüştürülmektedir.
Birleşik Irak Türkmenleri Cephesi Listesi Başkanı Hasan Turan Türkmenleri, Bağdat’ta gerçekleşen siyasi liderler toplantılarına temsilen katılmaktaydı. Kerkük konusunun da gündemde olduğu ve hükümet kuruma aşamalarının konuşulduğu son liderler toplantısına Türkmenler davet edilmedi. Buna karşılık, 25 Eylül 2022'de başkanlığını yürüttüğü listenin bileşeni olan partiler ile Bedir Örgütü ortaklaşa bir basın açıklaması yapan Turan, şöyle dedi: “Yeni hükümetin kurulması için yapılan müzakerelerde Türkmenlerin de yer alması gerektiğini önemle vurgulamış olup; Türkmenlerin, kurulmasında yer almadığı herhangi bir hükümeti tanımayacağımızı buradan kamuoyuna bildirmekteyiz.”
Bakanlar Kurulu kabinesinin Meclisin güvenoyuna sunulması için hızlı bir şekilde ilerleyen Muhammed Şiya el-Sudani, bakanlık dağılımı için görüştüğü taraflar arasında sadece Türkmenlere yer vermedi. Dolayısıyla Birleşik Irak Türkmenleri Cephesi Listesi, 23 Ekim 2022'de önceki çağırısını yenileyerek başbakan adayını bu konuda hassas olmaya çağırdı: “...Siyasi tarafların, tutumlarını ve değerlendirmelerini tekrardan gözden geçirmelerini talep ediyoruz. Türkmenlere yönelik yapılan etnik kimliği yok sayma girişimlerinin bazı siyasi tarafların Türkmenler ve Türkmen bölgeleri üzerinden yaptıkları siyasi pazarlıkların sonucunda olduğunun farkında ve bilincindeyiz.”
Bu hükümette Türkmenlerin temsil edilip edilmeyeceği hususuna kafa yoranlar olduğu gibi, bazıları da temsil hakkının verildiği takdirde, bu hakkın kime gideceği veya kimin bakan olacağını konuşuyor. Nitekim "Türkmenlere bakanlık verilir mi?", "Verilirse hizmet bakanlığı mı yoksa devlet bakanlığı mı verilir?", "Cumhurbaşkanı yardımcılığı verilebilir mi?", "Türkmenleri temsilen bu görevler Arap (Şii-Sünni) partilerindeki Türkmenlere mi yoksa Türkmen Listesi’ne mi verilir?", "Bu görevler için Türkmenlerden aday isim istenirse kimler sunulabilir?" gibi soruların cevabını aramak büyük bir enerji kaybına neden olacak ve ana hedefe odaklanmak yerine kısır tartışmalara yol açacaktır. Aslında, Bağdat’ın ne düşündüğünü anladıktan sonra Türkmenler adına bir strateji belirleyip amaca uygun hareket etmek, isimler üzerinden tartışmalara zaman kaybetmekten daha önemli.
Ancak Irak’ta çoğunluk hükümeti kurma çabalarının gerçekleşmemesi üzerine, tekrar eski hükümetlere benzer ortak bir hükümet kuruldu. Buna göre partiler, Meclisteki sandalye sayılarına göre hükümetteki temsil haklarını elde etmektedir. Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Meclis Başkanlığı gibi görevlerin yanında bakanlıklar da puan esasına göre siyasi kitlelere dağıtılmaktadır. Bakanlar kurulu da meclisteki sandalye sayısıyla etnik ve mezhepsel denklem dikkate alınarak bölüştürülmektedir.
Sandalye sayısı esas alınırsa Türkmenlerin bakanlık elde edebilmeleri neredeyse imkansız. Çünkü Mecliste 8 Türkmen milletvekili bulunsa da Türkmen kitlesi adına resmi kaydı olan tek bir milletvekili mevcut. Türkmenler bunun bilincinde oldukları için de her zaman “milli temsil” hakkı olarak bakanlık talep ediliyor. Bakanlar Kurulunda temsil edilebilmeleri için önce Meclisteki Türkmen sayısının artması adına daha fazla çaba gösterilmesi gerekiyor. Seçimlere Türkmen ismiyle katılmaları gerekli olsa da başka etnik gurupların listesinden Türkmen vekillerinin Mecliste yer almaları faydalı. Ancak bu vekiller Meclise girdikten sonra -gruplarından ayrılarak- bir Türkmen kitlesi altında toplanmadıkları takdirde Arap kitlelerinin sayılarına eklemlenerek onlara bakanlık kazandırmış olurlar.
Türkmenler, bu seçim sisteminin ve Kerkük’ün seçim bölgesi dağılımındaki adaletsizliğin karşısında büyük bir titizlikle seçim stratejisi geliştirmeleri gerektiğinin farkındaydı. Böylece oyların kaybolmaması açısından seçimlere tek bir listede katılma kararı alındı. Irak Türkmen Cephesi, Türkmeneli Partisi, Türkmen Adalet Partisi, Türkmen Karar Partisi, Türkmen Vefa Hareketi, Milliyetçi Türkmen Hareketi, Milliyetçi Türkmen Halk Partisi ve Türkmen İrade Partisinden oluşan “Birleşik Irak Türkmenleri Cephesi Listesi” kuruldu. Bu listeye ilaveten başka Türkmen adaylar da seçimlerde yer aldı.
Sancılı bir sürecin akabinde 27 Ekim 2022'de Irak, Meclisin güvenoyunu alarak yeni hükümetine kavuşmuş oldu. Geçmiş hükümetlerden farklı olmayan bir şekilde bakanlıklar dağıtıldı. Şu an Arap koalisyonundan Savunma Bakanlığına bir Türkmen getirilmiş olsa da Türkmenler adına bir bakanlık talebi hala sürdürülüyor. Şimdilik 21 bakanlığın onaylandığı es-Sudani hükümetinde Türkmenlere milli temsil hakkı olan bakanlık verilmemiş olsa da henüz atama yapılmamış Çevre Bakanlığı ile İmar ve İskan Bakanlıklarından birinin Türkmenlere verilme ihtimali konuşuluyor. Bu iki bakanlıktan biri Türkmenlere verilmediği takdirde es-Sudani hükümetinin bütün etnik tarafları temsil ettiği söylenemez.
Ancak Türkmenlerin de Bakanlar Kurulunda bulunmaları için pes etmeden bütün kapıları sonuna kadar çalmaları gerekir. Milli temsil olarak talep edilen bakanlık hakkını kendinde gören Birleşik Irak Türkmenleri Cephesi Listesi bu konuda daha fazla çaba göstermelidir.
Yeni hükümette, Kerkük’ten bir Arap milliyetçisi Muhammet Timim (Egemenlik Kitlesi) ve bir Kürt milliyetçisi olan Halit Şıvani (KYB), Bakanlar Kurulunda yer alıyor. Türkmenlerin de; milli stratejilerini ve özelikle de Kerkük meselesini bilen, Türkmen davasına bağlı, Anayasaya ve hukuki konulara hakim, güçlü ve nitelikli birini Bakanlar Kuruluna göndermeleri gerekiyor. 2003’ten bu yana Türkmenlerin icra kurulunda yer almaları hususu sancılı bir süreçtir. Bu durum da gösteriyor ki Türkmen siyasetçilerinin Bağdat’ta birlik beraberlik içerisinde hareket ederek bağımsız bir kitle oluşturmaları gerekiyor. Teoride (Anayasada) gösterilen hakların icra kurullarına yansımaması başta Türkmenlerin sorunudur ve birebir vatandaşlık haklarından yararlanmak istiyorlarsa bu hakları uygulama alanlarını yaratmaları gerekiyor.
[Mohammed Tahsin Gökkaya Marmara Üniversitesi, Siyaset ve Sosyal Bilimler ABD doktora öğrencisidir.]