CHP’nin liderliğinde, bildiğiniz gibi, Saadet Partisi, İYİ Parti, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan, Demokrat Parti ve artı bir olarak da HDP, siyasi ittifak yapmış durumdalar.
Hızlı bir şekilde de seçime gidiyorlar.
Son günlerde ise biraz kavgalılar, görüntüsü veriliyor. CHP ile özellikle İYİ Parti kavgalıymış, İYİ Parti net bir şekilde HDP’ye karşıymış, milliyetçiymiş, ülkücüymüş, vatanı milleti önemserlermiş, terör örgütleri ile hiçbir şekilde işbirliği yapmazlarmış gibi görüntüler vermeye çalışıyorlar.
Öbür tarafta, Barış Yarkadaş liderliğindeki korada, CHP tabanına, HDP tabanına mesaj veriyor, orada tabanın tatmin olacağı, tabanı bir arada tutacak, İYİ Partiye saldırıyormuş görüntüsü…
Evet, çok açık yazıyorum, bunların hepsinin numara, başka bir ifade ile strateji, başka bir ifade ile hamle, başka bir ifade ile siyaset, başka bir ifade ile politika olduğunu düşünüyorum.
Kendileri açısından doğru bir numara yapılıyor ve asıl amaç ise Recep Tayyip Erdoğan’ı indirebilecek strateji ile seçime gitmek.
CHP’nin içinde Ekrem İmamoğlu ile Kemal Kılıçdaroğlu arasında bir çekişme var, bu da görülüyor ama bu çekişmenin sonunda Kemal Kılıçdaroğlu’nun yenileceğini sanıyorum.
Onu getirenler, çok açık yazıyorum, onunla seçime gitmek istemiyorlar.
Mesela, İstanbul’daki programda traktöre mazot koyacak mazot pompasının arıza yapması hadisesinin, Ekrem İmamoğlu tarafından Kemal Kılıçdaroğlu’nu rezil etmek için özel kurgulandığını düşünüyorum.
Kemal Kılıçdaroğlu’nu ezmek, rezil etmek istiyorlar ve seçime CHP’nin Kemal Kılıçdaroğlu ile değil Ekrem İmamoğlu ile gitmesini sağlamaya çalışıyorlar.
Bunların da etkin bir müdahale ile yapıldığını muhakkak, bunun da önemsenmesi gereken bir nokta olduğu hususunda sanırım, siyaseti az çok bilen herkes mutabıktır.
Evet, şimdi gelelim senaryoya, Recep Tayyip Erdoğan’ı indirmek isteyen, Amerika Birleşik Devletleri, Fransa, Almanya, İngiltere, Birleşik Arap Emirlikleri, İsrail, Suudi Arabistan, Mısır gibi dünyanın çivisini çıkarmaya çalışan devletler 6+1 masaya bir politika dayatıyorlar.
Bu politika, bilinenin çok ötesinde, kafa karıştırıcı, karmaşık ve netice alıcı olmak zorunda diye düşünüyorlar.
Recep Tayyip Erdoğan’ın basit bir lider olmadığını onlar Türk Milletinden daha iyi biliyorlar. Çıkar bir adayı karşısına, yarıştır ve yen… Bunun imkânsız olduğunu, Türk Milletinin bu şartlarda Recep Tayyip Erdoğan’ı tekrar seçeceğini bizlerden daha net tespit etmiş durumdalar.
Bunun için çok dar bir alanda stratejinin ayrıntılarının bilindiği, güçlü ve sonuç alıcı bir hamleler silsilesinin startını verdiler, bunu belirtmiş olayım.
Bu hamlenin dört tane ayağı var.
Bunları da şöyle izah edeyim:
Birincisi, organize suç örgütü lideri Sedat Peker ile PKK ve FETÖ’nün sosyal medya milisleri tarafından İsrail, Fransa, İngiltere, Almanya gibi devletlerin gizli örgütleri ve CIA’nın ülkemizde kaydettiği AK Partililerin ve Recep Tayyip Erdoğan’a zarar vereceğini bildikleri isimlerin videolarını sosyal medyadan yayınlayacaklar, özellikle Recep Tayyip Erdoğan ve Süleyman Soylu gibi güçlü isimlerin süreçte ciddi yıpranmalarını sağlamış olacaklar.
Bugüne kadar yayınlanan videoların çok üstünde videoların çıkmasını beklemek lazım, diye düşünüyorum.
İkincisi, İYİ Parti’nin milliyetçiymiş gibi, vatanpervermiş gibi çıkışlar yaparak milliyetçi oyları alması sağlanacak. Bu arada CHP ile gerektiğinde bu konular için kavga bile edermiş görüntüsü yayılacak.
Sanki İYİ Parti, İstanbul’da, Ankara’da ve diğer illerde yerel seçimlerde HDP ile ittifak yapmamış, HDP’lilerin oylarını İYİ Parti almamış, onlar sayesinde belediye başkanlıkları almamış, onlar sayesinde belediyelerde etkin olunmamış, işe adamların katılması süreçleri HDP sayesinde olmamış gibi hareket edecekler. Siyasette dün dündür, bugün de bugündür, algı ise hem dündür, hem bugündür, hem de gelecektir, politik oyunu çerçevesinde bu işleri yapacaklar.
CHP’den de Barış Yarkadaş gibiler çıkacak, İYİ Partiye vuracak, böylece hem taban konsolide edilecek, hem de İYİ Parti’nin bunlarla kavga ediyormuş görüntüsü oluşturulacak.
Üçüncüsü, doların güçlü kalması sağlanacak, tarım ürünlerinin toplanması sağlanacak, enflasyonun yüksek kalması sağlanacak, böylece ekonomik olarak AK Parti’nin yıpratılması süreci devam ettirilecek.
Ve en önemli ayak, dördüncü ayak…
Bu ayakta artık son hamleler yapılacak. Bu hamlenin temel mottosu, birinci turda ayrıl, ikinci turda birleş, şeklinde özetlenebilir.
Şöyle, ben her şeye rağmen Ekrem İmamoğlu’nun CHP tarafından aday gösterileceğini düşünüyorum. Kemal Kılıçdaroğlu’ndan daha güçlü görünüyor.
Onun için de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin birinci turunda, CHP Ekrem İmamoğlu’yla, İYİ Parti Mansur Yavaş’la, Saadet Partisi kendi adayıyla, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan ise ayrı ayrı, HDP ise yine kendi adayıyla seçime girecekler diye düşünüyorum.
AK Parti’nin küskünler, yıpranmışlar, Recep Tayyip Erdoğan’a oy vermeyecek, bu adaylardan birine oy verecekler. Böylece de Recep Tayyip Erdoğan’ın birinci turda yüzde 50’nin altında oy alması sağlanmış olacak.
Özellikle Mansur Yavaş’ın hem MHP tabanından hem de AK Parti tabanından çok ciddi oy alacağı düşünülüyor.
Böylece de ilk turda bölünme işlemi sağlanmış, bölünmeden verim alınmış olacak.
Birinci turda yüzde 50’nin altına düşen Recep Tayyip Erdoğan’ın zihnen zaten ikinci tura yenik başlayacağı tahmin ediliyor.
İkinci turda da benim tahminime göre, Ekrem İmamoğlu’na bütün oylar verilecek, mecburi bir birleşme olacak ve Recep Tayyip Erdoğan’dan Cumhurbaşkanlığı böylece alınacak.
Bu stratejinin merkezinde Amerika Birleşik Devletleri var. Politika orada pişiriliyor, Türkiye’de servis ediliyor. Bu politika ile savaşla, terörle, darbeyle, muhtırayla, finans darbesiyle indirilemeyen Recep Tayyip Erdoğan’ın bir seçim darbesiyle indirilmesi planını hayata geçirmek istiyorlar.
Plan bu. Bakış açınızı genişletin, Recep Tayyip Erdoğan gibi bir siyasi lider Kemal Kılıçdaroğlu ya da Mansur Yavaş’la indirilmez, bunu Amerika’nın bizden daha iyi bildiğini sanırım herkes kabul eder.
İşte bu noktada, Asgari Ücret, emeklilerin maaşları, EYT gibi konular çok önemli hale geliyor. Tabi tarım konusunu hala çok iyi kullanıyorlar ve hala AK Parti o noktada stratejiyi yeterince geliştiremiyor, bunu da belirteyim. Girdi fiyatları, akaryakıt, gübre, tohum, ilaç, yem gibi kalemlerin fiyatlarının gerekirse sübvanse ile makul noktaya çekilmesi de çok önemli.
Ve yıpranmamış, hırsızlık, arsızlık yapmamış, torpil ayak oyunu gibi çirkin ilişkilerle anılmamış vitrin simalarının öne çıkarılması çok önemli.
Elektrikli traktör gibi şok edici projelerin hayata geçirilmesi çok önemli…
Bizden uyarması, bunun dışındaki hamleler AK Parti’ye kalıyor.
Ama karşınızdaki kavga değil belirteyim, karşınızdaki hamle ve daha da önemlisi yıpratıcı, yıkıcı hamle…
Umarım görebiliyorsunuzdur.